İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin yayını olarak çıkarıla Yangın Kulesi'nin son açıklamasında Ümraniye'de "iş cinayeti"nde yaşamını yitiren 4 işçi konu ediliyor. Meclis ile ilgili bilgilere http://www.guvenlicalisma.org/ adresinden ulaşılabilmektedir.
Parıltılı binalar yükseliyor, işçiler ölüyor… İstanbul Ümraniye’de 4 işçi katledildi!
2 Kasım Cuma günü sabahı Ümraniye’den 4 işçinin ölüm haberi geldi. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nden görevli üç arkadaşımız olay yerine gitti. Yaşanan iş cinayetine dair ilk izlenimlerimizi aktarıyoruz…
İnşaat şantiyesi Ümraniye’nin anayolu olan Alemdağ Caddesi üzerinde Dudullu Mevkii’nde bulunan, kendisini “Uygarlığın Mimarı” olarak lanse eden Suryapı İnşaat’a ait “Metrogarden Evleri”dir. Tam olarak adresi Necip Fazıl Mahallesi İlelebet Sokak’tır…
Hayatını kaybeden işçiler, işe çıkmamaları üzerine arkadaşları tarafından kaldıkları konteynırda sabah saat 08.00’da cenazeleri soğumuş bir şekilde bulunmuşlardır. Çorum’dan mekanik işlerinde çalışmak üzere gelen işçilerin adları 52 yaşındaki Recep Cırıl, oğlu 22 yaşındaki Adem Cırıl, akrabaları 23 yaşındaki Ahmet Tiryaki ve 18 yaşındaki Mustafa Bayrak’tır.
LPG tankından sızıntı, doğalgaz ısınma, böcek ilaçlama vb. nedenlerle işçilerin zehirlendiği üzerine birçok olasılık söylenmektedir. Muhtemelen bir karbonmonoksit zehirlenmesi olan iş cinayetinin nedenini ancak yapılacak olan otopsi sonucu öğrenebileceğiz. Ancak…
11 Mart günü Esenyurt’ta 11 işçi yanarak hayatını kaybetmişti. O zaman da “parıltılı binaların ardında binlerce ölü işçi var” diyerek inşaatlarda gerçekleşen iş cinayetlerine dikkat çekmiş ve artık toplu katliamların başladığını belirtmiştik. Esenyurt’ta çadırda Ümraniye’de ise konteynırda gerçekleşen iş cinayetlerinin ortak bir nedeni var: İşçilerin barınma koşulları…
Suryapı İnşaat’a ait şantiyede bulunan konteynırlar 4’er işçinin kaldığı 10’ar metrekarelik bölümlere ayrılmış. Yani 2 ranza ve 4 kişi adam başı 2 buçuk metrekare yerde barınmak zorunda bırakılıyor. Oysa 4 Aralık 1973 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile çıkan ve hala yürürlükte olan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün ‘İşçilere ait yatıp kalkma yerlerinde ve diğer müştemilatında bulunması gereken sağlık şartları ve güvenlik tedbirleri’ başlıklı ikinci bölümü işçilerin barınma koşullarının nasıl olması gerektiğini açıklıyor. Buna göre,
Madde 47 - İşçi konutları; bekar işçiler için müşterek koğuşları bulunan binalar halinde, aileleri ile birlikte oturan işçiler için ayrı evler veya apartmanlar şeklinde olacak ve bir konut için gerekli tesisat tertibat ve müştemilatı bulunacak, güneş ve hava alacak ve dış etkilere karşı korunmuş olacak, sağlık ve teknik şartlara uygun bir şekilde inşa edilecek ve bunlar, işyerlerinin gürültüsü, pisliği ve hava kirletici etkilerinden korunmuş olacaktır.
Madde 48 - …Koğuşların pencerelerinin üst kısımları, her zaman açılıp kapanacak şekilde (vasistaslı) olacak, ayrıca koğuşlardaki havayı, devamlı bir şekilde değiştirebilecek tertibat tesisat, baca, menfez veya elektrikli özel vantilasyon cihazları bulunacaktır. / Koğuşlarda tavan yüksekliği 280 santimetreden aşağı olmayacak ve adam başına düşen hava hacmi, en az 12 metreküp olarak hesap edilecek, her koğuşta yatırılacak işçi sayısı, buna göre tespit edilerek koğuşun hava hacmi ile yatabilecek en çok işçi sayısını gösteren ve işveren veya işveren vekilinin imzasını taşıyan bir cetvel, koğuşlara asılacaktır. / Koğuşlardaki yataklar, tabanla bağlantısı kesilecek surette karyola ve somyalar üzerine yayılacak, aralarında en az 80 santimetrelik bir açıklık bulunacak, başuçlarına, özel eşyaların konması için, küçük etejer veya komodinler konacak, iki katlı karyola ranza kullanıldığı hallerde, katlar arasındaki yükseklik ile karyola somyaların genişliği 80 santimetreden az olmayacaktır. / Koğuşlarda, duvarlara çivi çakılması, elbise ve benzerinin asılması yasaktır. Koğuşlarda yatan işçi sayısı kadar, kilitli ve uygun elbise dolapları bulundurulacak ve bunların yüksekliği 170 santimetreden aşağı olmayacaktır.
Madde 53 - İşveren veya işveren vekilleri veya yetki verecekleri kimseler, bu bölümde sözü geçen konutların ve müştemilatının temiz ve iyi bir halde bulundurulup bulundurulmadığını, uygun zamanlarda denetleyecekler ve gereken tedbirleri alacaklardır.
İşçilerin barınma koşulları sağlıklı olmalıdır ve bu durumdan işveren sorumludur. Oysa Ümraniye’de yaşanan iş cinayetindeki izlenimlerimiz yasada belirtilen barınma koşullarına dahi uyulmadığı şeklindedir…
İşçiler ve ailelerimiz başta olmak üzere bizler uzun zamandır iş kazalarının önlenebileceğini, önlenebileceği halde yaşandığı için işçi ölümlerine iş cinayeti dediğimizi haykırıyoruz. Televizyonlarda inşaat şirketlerinin ışıldayan binalarının pazarlandığı, iktidarın kentsel dönüşüm süreciyle emekçilerin hem evlerine göz dikerken paralelinde iş cinayetlerini artıracağı bir dönemden geçiyoruz. İş cinayetlerine karşı mücadeleyi yükseltmemiz ve yaşananlara DUR! dememiz gerekiyor…
Ümraniye’deki iş cinayetinin sorumlusu sermaye yani burada Suryapı İnşaat’tır… Ümraniye’deki iş cinayetinin sorumlusu, kentsel dönüşüm projelerini başlatan, patronların önünü açan yasal düzenlemeler getiren ve gerekli denetimleri yapmayan sermayenin iktidarı AKP’dir.
Uygarlığın mimarı ancak dünyamızdaki değerleri yaratan işçi sınıfı olabilir, işçi katilleri değil. İşçi ölümlerini ancak sınıf bilinci olan işçiler durdurabilir, piyasacı yasalarınız değil…
Dün Esenyurt’ta bugün Ümraniye’de yaşananlar işçi katliamlarıdır!
İşçi katliamlarının sorumlusu sermaye ve iktidarı AKP’dir!
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi
Yorumlar
Yorum Gönder