14. Vicdan ve Adalet Nöbeti Basın Bülteni - 6 Ocak 2013




Pazar günü 14'üncüsü gerçekleşen Vicdan ve Adalet Nöbeti ile ilgili basın bülteni yayınlandı. Dinleyici ve okuyucularımızla paylaşıyoruz.

14. Vicdan ve Adalet Nöbeti Basın Bülteni – 6 Ocak 2013 Pazar

VİCDANLAR İŞ CİNAYETLERİNDE YAŞAMINI YİTİREN ve MESLEK HASTALIĞINA YAKALANAN İŞÇİLER İÇİN NÖBET TUTTU

“İş kazası değil, cinayet” sloganıyla her ayın ilk pazar günü Taksim-Galatasaray Meydanı’nda, iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin ailelerinin sürdürdüğü “Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin” 14’üncüsü gerçekleştirildi. Basın açıklamasını Van Bayram Otel’de hayatını kaybeden gazeteci Cem Emir’in kardeşi Tuncel Emir okudu.  “İş kazalarının” işverenlerin kâr hırsı ve yetkililerin denetimsizliğinden kaynaklandığını,  yaşananların “iş kazası” değil “cinayet” olduğunun altını çizen Emir, bundan sonraki nöbetlerde “iş cinayetleriyle” birlikte meslek hastalıklarının da gündeme getirileceğini belirtti.




Emir, Ekim ayında İstanbul-Çekmeköy’de 4 işçinin hayatını kaybetmesinin ardından, şirket yetkililerinin, ailelerin hakları olan tazminatı dahi onlarca şarta bağlayarak vermeyi teklif ederek adalet arayışlarının önüne geçmeye çalıştıklarına dikkat çekti. Cumhuriyet Savcılarının ve Baroların bu gayrikanuni ve gayriahlaki tutumun sahipleri hakkında soruşturma açması gerektiğini ifade etti.

Selin Erdem ve Van Bayram Otel davaları hakkında da bilgi veren Emir, yaşanan adaletsizliklere dikkat çekti. “Oturup adalet beklemek yerine, ayakta olduklarını ve adalet için mücadele ettiklerini” ifade eden Emir, şu sözlerle çağrıda bulunarak basın açıklamasını sonlandırdı: “Ey sendikalar, emekçinin dostuyum diyen milletvekilleri, belediye başkanları, partiler, dernekler, vakıflar, meslek odaları… Vazifelerinizi, var olma nedenlerinizi, sözlerinizi unutmayın.”

“İşverenlerin yargılanması gerekir”

14. Vicdan ve Adalet Nöbeti’nde ailelerle röportajı Radikal gazetesinden Elif İnce yaptı.  İnce, 1 Mayıs 2012’de Arka Sıradakiler dizisi setinde hayatını kaybeden Selin Erdem’in davasında olay yeri incelemesi ve keşif yapılmadan davanın açıldığını; savcılığın işverenle ilgili kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdiğini belirterek, sözü Selin Erdem’in annesi Hacer Erdem’e bıraktı. Hacer Erdem, “Savcının işgüzarlığı yüzünden bu haldeyiz. Biz dava açıldığını gazetelerden öğrendik. Bizim derdimiz şoför değil. İşverenlerin yargılanması gerekir. Mühim olan işverenlerin sorumluluğunun ortaya çıkarılması. Olaydan sonra sette çalışanlar bile susturulmuş” sözleriyle durumu anlattı; davalarının sonuna kadar peşinde olduklarını açıkladı.

“Vicdanları sızlatmak için buradayız”

Gazeteci Elif İnce, Van Bayram Otel’de yaşamını yitiren gazeteci Cem Emir’in hikâyesini aktararak röportajını sürdürdü. Emir’in gazeteciliğe 18 yaşında başladığını, ilk haberinin de kendisinin de aralarında olduğu Tunceli’de bildiri dağıtan öğrencilerin gözaltına alınmasıyla ilgili olduğunu anlattı. Daha sonra Metin Göktepe fotoğraf ödülünü de alarak gösterdiği mesleki başarıları aktardı.

Cem Emir’in babası söz alarak “Vicdanlarımızı rahatlatmak için değil, başkalarının vicdanlarını sızlatmak için buradayız. İhmallerle karşı karşıyayız. Bilirkişi raporunun ortaya koyduğu gibi ihmalin en büyük sebebi Van Valisi ve AFAD’dır.  Yargıtaya gönderilen dosyamız işleme konulmadı. Biz de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunduk. Neden olayların üstü kapatılıyor? Neden ‘insanlar bunu bilmesin, basına sızmasın’ deniyor? Bu ülkede adalet varsa, adaletle ilgili kurumlar varsa onlar ilgilensin. Ama bu adalet kavgası bize kalıyor. Basın da bu konuda elinden geleni yapmıyor. Cem’in gazeteci arkadaşları bir şeyler yapmaya çalışsa da patronları tarafından buna pek izin verilmiyor” dedi. 

Söz meslek hastalığı mağdurlarında

1983-1990 yılları arasında Mersan Ofis Malzemeleri’nde tinerle daktilo şeritlerini temizleme işinde çalışırken hastalanan Hatice Karakuş söz alarak, çalışmaya başlamasının üçüncü yılında ellerinde ve dudaklarında morarmalar başladığını, o dönem birlikte çalıştığı arkadaşlarının bugün yüzde 90’ının hayatta olmadığını belirtti. 1990’da yüzde 100 iş görmezlik raporuyla maaşa bağlandığını, ancak 2 yıl önce Çapa Tıp Fakültesi’nden hastalığının devam ettiğine dair rapor almasına rağmen, kendisine hastalığının artık meslek hastalığı sayılmadığının söylendiğini, maaşının kesildiğini ve emekli olabilmesi için 1,5 yıl daha çalışması gerektiğini ifade etti.

Nöbette, İş Güvenliği Uzmanı Ayfer Çalışkan da söz alarak, SSK’ya göre iş kazası sayısının yılda 500 olduğunu, oysa Avrupa’daki istatisliklerle oranlandığında Türkiye’de yıllık 30 bin kadar iş kazası olduğunu, ancak bunların istatistiklere yansımadığı açıkladı. Meslek hastalığı mağduru Hatice Kurtuluş’un çalıştığı iş koluyla ilgili olarak alınması gereken önemleri havalandırma sistemi, solventin değiştirilmesi, vb. şeklinde sıralayarak bunların uygulanmadığına dikkat çekti.

Nöbete katılan diğer meslek hastalığı mağduru işçi, Lüleburgaz Şişe Cam Fabrikası’nda 17 yaşından beri çalışan Serkan Demiröz, günde 600 kez 13 kiloluk ağırlık taşıdığını, bunun sonucunda boyun fıtığı, bel fıtığı ve karpal tünel sendromuna yakalandığını, iki ameliyat geçirdiğini anlattı. Meslek hastalıkları hastanesinden “tekrarlayıcı, zorlayıcı işte çalışamaz” raporu aldığını, ancak yöneticilerin bu rapora “parayla alınmış” muamelesi yaptığını, “Gerekirse tazminatını veririz, diğer işçilere örnek teşkil etme, bu raporu iptal ettir” şeklinde kendisiyle konuştuklarını anlattı. Demiröz, rapor almasının ardından fabrikada çalıştığı bölümün değiştirildiğini, üstelik işin daha ağır olduğu bir bölüme yerleştirildiğini ifade etti.

Duruşma ve anmaya davet

1 Umut Derneği, “İş Cinayetlerinde Adalet İçin Hukuk Koordinasyonu” adına söz alan hukukçu Erbay Yucak davalar hakkında bilgi verdi. Selin Erdem davasında tebligattan sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını, “iş kazası” raporuna rağmen olayın “basit bir trafik kazası sayılmasını” “haksızlık” olarak nitelendirdi. Van Bayram Otel davasında da, Van Valisi ve AFAD yetkilileriyle ilgili olarak mahkemenin “işleme koymama” kararı sonucu temyizin yolunun kapatıldığını ifade etti. 18 Ocak’ta Esenyurt (AVM inşaatında çadır yangını), 22 Ocak’ta Van’da Van Bayram Otel ve 22 Şubat’ta Ankara’da OSTİM patlaması duruşmalarının görüleceğini hatırlattı. Son olarak basını ve “vicdan sahiplerini” duruşmaları takip etmeye davet eden Yucak, 31 Ocak’ta da Davutpaşa patlamasının 5. yılı anmasının yapılacağını belirtti.

14. Vicdan ve Adalet Nöbeti, ailelerin 3 Şubat 2013’te yine aynı yer ve saatte gerçekleştirecekleri 15. nöbete davetleriyle son buldu.

Yorumlar