Vicdan ve Adalet Nöbeti Basın Bülteni - 18 Ocak 2013

Emeğin Gündemi



Esenyurt Davası'nın 4. duruşması 18 Ocak Cuma günü Bakırköy Adliyesi'nde görüldü. Davanın takipçisi olan Vicdan ve Adalet Nöbetini'ndeki aileler duruşmaya ilişkin bir basın bülteni yayınladılar. Bülteni dinleyici ve okuyucularımızla paylaşıyoruz:

Esenyurt Davası 4’üncü Duruşma
Vicdan ve Adalet Nöbeti Basın Bülteni - 18 Ocak 2013 

ESENYURT DAVASININ 4’ÜNCÜ DURUŞMASI GÖRÜLDÜ 

11 Mart 2012’de Esenyurt AVM inşaatında çıkan yangında hayatını kaybeden 11 işçi için sürdürülen davanın 4’üncü duruşması bugün görüldü. Yaşamını yitiren işçilerin aileleri, duruşma öncesinde Bakırköy Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaptılar. Açıklamayı, aileler adına abisini yangında kaybetmiş olan Damla Kıyak okudu.


“BÜTÜN SORUMLULARIN LAYIKIYLA YARGILANMASI İÇİN”

Aileler açıklamalarında ilk olarak Zonguldak Kozlu’da hayatını kaybeden 9 işçi için rahmet ve başsağlığı, yaralananlara da acil şifa dileklerini sundu; “tüm iş cinayetlerinde hikâyenin hep aynı” olduğunu belirttiler.

Aileler basın açıklamasında, Esenyurt davası 4’üncü duruşması öncesinde, sonuçlanan diğer “iş cinayeti” davalarından Tuzla’daki GİSAN tersanesinin davasını örnek gösterdiler, yargılama süreçlerindeki olumsuzluklara dikkat çektiler. 2008 yılında 18 işçiyi “kobay olarak kullanan” işverenin, 3 işçinin boğularak hayatını kaybetmesine ve 16 işçinin yaralanmasına neden olmasına karşın beraat ettiğini ve yargılanan 3 mühendisin de cezalarının paraya çevrildiğini, “böyle olmasın diye adalet mücadelelerine devam edeceklerini” belirttiler. Ayrıca, Esenyurt davasında “gerçeklerin raporlarla, tanık ve sanık ifadeleriyle ortada” olduğunu ifade eden aileler “bütün sorumluların layıkıyla yargılanması için burada olmaya devam edeceğiz” dediler.

Daha önceki duruşmalarda yaşananları hatırlatan aileler, talep ettikleri belgelerle, işverenler tarafından ailelere “iyilikmiş gibi sunulan ve her fırsatta gündeme getirilen” ödemelerin, asıl olarak inşaatın sigorta şirketinden alınan tazminat ödemeleri olduğunun ortaya çıktığına dikkat çektiler. “Ailelerin hem sigorta nedeniyle, hem de yasal hakları olan ödemelerin adalet arayışları ve isteklerine nasıl perde çekmek olarak kullanıldığını gördük,” dediler.

Son olarak “iş kazası değil, cinayet” diyerek, yaşananların sorumlusunun “işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerini maliyet artırıcı gereksiz bir harcama olarak gören, işçileri sağlıksız ve güvensiz ortamlarda ve koşullarda çalışmaya zorlayan patronlar, denetim görevini yapmayan resmi kurumlar-yetkililer” olduğunu bir kez daha belirttiler.

13 kişinin yargılandığı dava için aileler, “Marmara Park şirketinden, Kayı İnşaat’a, KALDEM’den, MİRATEK’e, TAPAS’tan, Sant Yapı Denetim’e ve diğer sorumlulara kadar yargılamanın adil ve etkin sürdürülmesi için elimizden geleni yapacağız,” dediler.

“ÖNLEM ALMAK DEĞİL, EMİR VERMEK”

4’üncü duruşmada tanıklar dinlenmeye devam edildi. Duruşmada müdahil tanığı olarak ifade veren A sınıfı iş güvenliği uzmanı Şinasi Oymak, Haziran 2011 tarihinde Kaldem İnşaat tarafından danışmanlık yapmak üzere işe alındığını, kendisine yardımcı olması için inşaat mühendisi olan iş güvenliği elemanının verilmediğini, bunun yerine eğitimi olmayan bir teknikerin yardımcı olarak verildiğini söyledi. İşçilere iş güvenliği eğitimi vermek istediğini, ancak bunun için uygun koşulların sağlanmadığını ifade etti. 3-4 hafta sonra işi bırakması istenen Oymak’ın işten ayrılmasından 8 ay sonra inşaatın şantiyesinde yangın gerçekleşmişti.

Taşeron firmalardan Kaldem İnşaat’ın sahiplerinden biri olan Ahmet Altun’un avukatı savunmasında patronunun işinin “önlem almak değil, emir vermek” olduğunu söyledi. İşçilerin nasıl davranması gerektiğini bilmediğini, “Ayakkabı versek eve götürürler, baret versek takmazlar,” diyerek sorumluluğu işçilere attı ve vekilinin tahliyesini istedi. Ancak diğer tutuklular için de istenen tahliye talepleri mahkeme tarafından reddedildi.

TAZMİNATLAR KAYI İNŞAAT’TAN DEĞİL, SİGORTA ŞİRKETİNDEN

Yangında hayatını kaybeden işçiler için bir hak olmasına rağmen “iyilikmiş gibi sunulan” tazminatların, aslında Kayı İnşaat tarafından değil sigorta şirketi tarafından ödendiği açığa çıkmıştı. Buradan hareketle, bir sonraki duruşma için müdahil avukatları tarafından talep edilen sigorta poliçelerinin temin edilmesine karar verildi.

TALEPLER DEĞERLENDİRİLDİ

Marmara Park AVM’nin ticari sicil kayıtlarında iki genel müdürden biri olarak görünmesine rağmen, bugüne kadar dinlenmemiş olan Nuri Şapkacı’nın da mahkemeye getirilip dinlenmesi talebi kabul edildi. Kabul edilen bir başka talep ise Kayı İnşaat’ın genel müdürlerinden Coşkun Yılmaz ve Hasan Selim Caska’nın dinlenmesiydi.

Daha önce inşaatı denetleme işini üstlendiği söylenen yapı denetim firmalarından olan Drees&Sommer şirketinin Ece-Marmara Park AVM şirketleri ile yaptığı sözleşmelerin bir sonraki duruşma için temin edilmesi de verilen önemli kararlardan biriydi.

13 sanıklı davada tahliye kararı çıkmazken, bir sonraki duruşma tarihi 1 Mart 2013 saat 10.00 olarak belirlendi.-18.01.2013

Yorumlar