Birleşik Kamu İş Konfederasyonu'na bağlı Eğitim İş Sendikası, iş güvencesi, Gezi Parkı'na destek ve "AKP'nin faşist uygulamalarına dur demek" için 5 Haziran günü bir günlük grev ilan etti.
Eğitim İş üyesi emekçiler, Taksim'de bir araya gelerek taleplerini dile getirdiler.
Sendikanın greve dair açıklamasını dinleyici ve okuyucularımızla paylaşıyoruz:
5 HAZİRAN’DA GREVDEYİZ
AKP, kamu çalışanlarının önce iş güvencesini ortadan kaldırıp biat eden, itaatkar memur yaratmayı ardından da başta eğitim ve sağlık olmak üzere tüm kamu hizmetlerini yerellere devredip özelleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle de 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki değişikliği öngören yasa tasarısını Meclis’e sunarak torba yasalar marifetiyle birçok düzenlemeyi halkın gözünden kaçırıp emekçileri torbanın içinde mahkum etmeye çalışmaktadır.
AKP iktidarının 11 yıldır uyguladığı küreselleşme politikalarıyla birlikte yeraltı ve yerüstü tüm ekonomik tesislerimiz çok uluslu şirketlere ve onların işbirlikçilerine peşkeş çekildi. Halk uygulanan ekonomik politikalar ile yoksullaştırıldı. Şimdi de kamu çalışanları köleleştirilmeye ve tüm kamu hizmetleri özelleştirilmeye çalışılıyor. Eğer bu gerçekleşir ise bundan sadece kamu emekçileri değil tüm yurttaşlarımız etkilenecektir. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan haberleşmeye kadar her şey özelleştirilecek ve tamamen paralı hale getirilecektir.
İktidara geldiği günden bu yana emekçilerin işine ve aşına göz diken siyasal iktidarın, özelleştirmenin önünde en büyük engel olan iş güvencemize saldırmasına izin vermeyeceğiz. İş güvencemize sahip çıkacağız. Çünkü iş güvencesi geleceğimize güvenle bakmak demektir. İş güvencemizin ortadan kaldırılması demek, başta örgütlenme özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerimizin elimizden alınması demektir. İş güvencesinin ortadan kaldırılması 2,5 milyondan fazla kamu çalışanının rotasyona tabi olması, göçebe hayatına mahkum edilmesi demektir. Esnek ve kuralsız çalışma demektir. Performansa dayalı, işverenin iki dudağı arasına bağlı ücrete mahkum olmak demektir.
AKP, bir taraftan emekçileri işsizliğe ve yoksulluğa mahkum ederken bir taraftan da halkın özgürlük ve demokrasi taleplerine tahammül edememektedir. Son bir haftadır yaşananlar ülkemizin polis devletine dönüştürüldüğünün açık göstergesidir. Halkın can ve mal güvenliğini sağlamakla mükellef olan polis, bugün halkın can ve mal güvenliğini tehdit eder boyuta gelmiştir. Cadde ve sokaklarda insanlarımız dolaşamaz olmuştur. Kentlerimiz ABD ve Brezilya patentli gaz kokularına boğulmuştur. Gece yarıları yüzlerce polis cadde ve sokaklarda dolaşıp her gördüğü vatandaşa gaz bombası atmaktadır. Medya susturulmuş zapturapt altına alınmıştır. Ülke adeta işgal günlerini yaşamaktadır.
Gezi Parkı direnişi ile başlayan direniş bugün yurdun her karış toprağında milyonlarca yurttaşın “Artık yeter!” haykırışları ile adeta isyana dönüşmüştür. Suriye’deki Esad rejiminin gaddarlığından söz eden Başbakan, polis araçlarının halkın üzerine sürülerek ezilmesi, atılan gaz bombaları ve plastik mermilerle insanların ölmesi ve yaralanması karşısında kör ve sağır rolünü oynamaktadır. Yetmemiş, milyonlarca vatandaşımızı ‘’çapulcu’’ ilan etmiştir. Evet Sayın Başbakan, işimize, aşımıza ve ülkemize sahip çıkmak çapulculuk ise biz çapulcuyuz hem de milyonlarca çapulcu. Buradan yurdun dört bir yanında AKP’nin halkı inim inim inleten politikalarına karşı demokratik ve meşru haklarını kullanarak direnen yurttaşlarımızla omuz omuza olduğumuzu ilan ederken, yurttaşlarımıza uygulanan faşizan baskıları şiddetle kınıyoruz.
Eğitim-İş olarak siyasal iktidarın aşımızı ve işimizi elimizden almaya, ülkeyi emperyalizme talan ettirme politikalarına ve bu politikalarını uygulamak için halkımız üzerinde estirilen teröre asla boyun eğmeyeceğiz. Dün olduğu gibi aşımıza da işimize de ülkemize de sahip çıkacağız. Bu uğurda ne bedel ödenmesi gerekiyorsa o bedeli de ödemeye hazırız. Çünkü bizim bağımsızlık ve özgürlüğümüz emperyalistler ve onların mandacı-işbirlikçilerinden değil, Mustafa Kemal’den, Kuvay-ı Milliye şehitlerinden mirastır.
Bu bağlamda yurtseverleri, emekçileri, tüm halkımızı tarihsel sorumluluk gereği birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
YAŞASIN İŞ, EKMEK, ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN DEMOKRASİ MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN EMEK VE VATAN MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN BİRLEŞİK KAMU-İŞ!
YAŞASIN EĞİTİM-İŞ!
MERKEZ YÖNETİM KURULU
Yorumlar
Yorum Gönder